Diyelim ki, çocuk yapmaya karar verdiniz, artık istiyorsunuz. Veya artık evlenmeye karar verdiniz, artık araba almaya karar verdiniz, artık iş değiştirmeye karar verdiniz,  artık…. karar verdiniz. O noktadan sonra birdenbire o karar verdiğiniz konuyla ilgili bilgiler tarafınıza hücum etmeye başlar. Ne kadar çok çift evleniyor, ne kadar çok insan çocuk fotoğrafı paylaşıyor, ne kadar çok çocuk yapmışlar, almaya karar verdiğim araba ne kadar çok fazla satılmış ya vs. Ya da illa karar vermenize gerek yok, odaklandınız diyelim. Canınız çilekli pasta çekti.  Etraf çilekli pasta satanlarla dolar. Her gittiğiniz yerde bir dilim çilekli pasta görürsünüz.

Birdenbire neden böyle oldu peki? Aslında bu beynimizin, evet beynimizin bize oyunundan biri.

Dış dünyadan gelen görsel/işitsel vb bilgide değişiklik yoktur ama beynimiz yeni bir kararınızdan/odağınızdan  dolayı heyecanlanmıştır, dışarıdan akan dünya verilerinde seçiciliğe gider. Bu odağınızla/kararınızla eşleşen şeyleri, gerçek dünyada bulmaya çalışır. Evet siz farkında olmasanız da o, sizin karar aldığınız konuyu gerçek dünyada bulmaya çalışır. Daha sonra işin içine konfirmasyon yanlılığı da (confirmation bias) da girmeye başlar. Yani 1-2 kez gördükten sonra düşüncenize  hak vermeye başlar, konuyla ilgili kurduğunuz “ne kadar da çok …” kalıbınızın doğru olduğuna inanırsınız.

Özetle öyle bir şey yok, hepsi kendi kafanızda. Bu sıklık ilüzyonüna Baader – Meinhof olgusu deniyor.

Baader – Meinhof olgusu

Baader Meinhoff olgusunun adı nereden geliyor? Bunu tespit eden psikologdan mı? İsimin kendisi aslında bu olgunun bir örneğinden ortaya çıkmış.

Baader-Meinhof  1970’lerde aktif olan militan bir Batı Alman terörist grubu. 1994 yılında Paul Minnesota Pioneer Press forumunda bir yorumcu, 24 saatte aynı kelime grubunu (Baader Meinhof) alakasız şekilde iki kez duymasından sonra, bu illüzyonu bu şekilde adlandırır: “Baader – Meinhof phonemenon” ve bu adla kullanımı yaygınlaşır.  Bu olgunun o terörist grupla ilgisi yok. Yukarıda paylaştığım şarkının da sadece isim ile benzerliği var. 🙂

Bir de TV de karşınıza sürekli olarak çıkan politikacılar veya bazı şarkıcılar var ya, onun da bu olgu ile alakası yok. Onlar gerçekten çok fazla ekrana çıkıyor. 🙂

Kaynaklar: BBC, Pacific Standard