Şu anda kolayca kullandığımız, cep telefonumuzdan yavaşlığına kızdığımız Internet üzerine düşündünüz mü? Sadece kimin bulduğunu biliyordum: Tim-Berners Lee. Onun dışında pek de düşünmedim aslında. Ancak okuduğum bir makale, o zamanın zorluklarını ve bu zamanın kolaylıklarını karşılaştırmak için ve değer bilmek adına güzel bir fırsat oldu.

İşte size kısaca internetin tarihçesi.

Interneti kim buldu diye sorduğunuzda ilk karşınıza çıkan cevap Tim-Berners Lee.

Ancak… galiba bu pek yeterli değil. Kitlelere ulaştıran kişi o. Aşağıda, bulduğum ve çevirdiğim bir yazıda, Internete dair ilk düşünce kimden çıktı, ilk kıvılcımı kim çaktının cevabı var.

İnternetin gerçek yaratıcısı muhtemelen J.C.R. Licklider. Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) başkanıydı. Orada araştırmaya yoğun olarak dahil olan (isminden de anlaşılacağı gibi), DARPA’da çalışmanın yolundan memnun değildi.

DARPA içinde bilgisayar kullanımı potansiyelini incelemek için bir grup kurdu. Bu tam zamanlı bir meslek değildi ve grubun her bir üyesi farklı bir bölümde çalışıyordu. Her biri bilgisayar iletişim araçlarının farklı bir formatına sahipti. Bu, Licklider’ın takımdaki tüm insanlarla iletişim kurmak istemesi durumunda, her bir kişi için farklı bir bilgisayar kullanması gerektiği anlamına geliyordu.

(Bu arada öyle cebe sığan bilgisayarlardan bahsetmiyoruz. Oda büyüklüğünde cihazlar.)

Dolayısıyla, O günlerde (1960’ların başlarında), bu muazzam sinir bozucu olurdu. Her bilgisayar aslında bir ana bilgisayar terminaliydi, bu yüzden masasında üç terminal ve bunlara bağlı çevre birimleri (klavye vb.) vardı. Daha da sinir bozucu olanı, her ana bilgisayarın tamamen ayrı bir dil ve arayüz kullanmasıydı demiştik. Dolayısıyla, bir araştırmacıyla iletişim kurmak için, Terminal A’yı açıp bir dilde komutları yazacaktı. Aynı mesajı başka bir araştırmacıya göndermek için, B Terminalini açıp tamamen farklı bir komut dizisi yazmalıydı.

Daha sonra İnternet olacak olan kavram, Licklider’in mevcut durumla ilgili çaresizliğinden, hüsranından doğmuştur. Bilgisayar veya sistemleri değiştirmek zorunda kalmadan herkesin herkesle konuşabileceği tek bir birleştirici ağ hakkında konuşmaya başladı. Bu, ileriye dönük bir düşünceydi, çünkü bilgisayarların büyüklükte küçüleceği, sofistike gelişebileceği ve çok uzun bir süre önce fiyatların düşebileceği öngörüsünü içeriyordu. Ve, Licklider bu fikri ta 1960’da anlatmaya çalışıyordu! Bilgi işlem ve bilgi teknolojisindeki sağlam bilgi altyapısı ile, tam da bunu başarabilecek kişiydi.

İşte “Galactic Network” adını verdiği konseptle, DARPA’daki Ivan Sutherland, Bob Taylor, ve MIT araştırmacısı Lawrence G. Roberts’ini bu konsepte inandırdı.

Devamındaki süreçlere ilişkin bilgi isteyenler, https://www.internetsociety.org/internet/history-internet/brief-history-internet/ adresinden süreci detaylı olarak okuyabilirler.