Birikmiş avantajın Matta etkisi, bazen “zenginler daha zengin ve fakirler daha da fakirleşir” özdeyişi ile özetlenir. Bu kavram şöhret veya statü meselelerine uygulanabilir, fakat aynı zamanda ekonomik sermayenin kümülatif avantajına tam anlamıyla uygulanabilir. Başlangıçta, Matthew etkileri öncelikle bilim adamlarının çalışmaları için tanınma şeklindeki eşitsizliğe odaklandı. Bununla birlikte, Columbia Üniversitesi’nden Norman W. Storer, yeni bir araştırma dalgasına öncülük etti. Sosyal bilimlerde var olan eşitsizliğin diğer kurumlarda da var olduğunu keşfettiğine inanıyordu.

Terim, sosyologlar Robert K. Merton ve Harriet Zuckerman tarafından 1968’de icat edildi ve adını İncil’deki Matta İncili’ndeki yetenekler veya minalar meselinden alıyor.

Matta etkisi büyük ölçüde, bireylerin mevcut dereceleriyle orantılı olarak toplam bir ödül (örneğin, popülerlik, arkadaşlar, zenginlik) elde ettikleri tercihli bağlılıkla açıklanabilir. Bu, zaman içinde riske atacak daha az kaynağa sahip olduklarından, düşük dereceli bireylerin toplamlarını artırmalarının giderek daha zor olması gibi net bir etkiye sahiptir; ve yüksek rütbeli bireylerin büyük bir toplamı korumaları giderek daha kolay, çünkü riske atacakları büyük bir miktar var.